Söyle Bileyim's video: EVDEKAL Osmanl da Karantina Adas - TAHAFFUZHANE

Osmanlıda Karantina Adası - TAHAFFUZHANE Osmanlı devleti kültür ve medeniyetinde sağlık kuruluşları içerisinde önemli bir yeri olan karantina sistemi uygulaması , Türkler ve Türk tarihi açısından temizlik konusuna iyi bir örnek olmuştur. İzmir Urla'da yer alan, insanlık tarihinin 5 bin yıllık izlerine rastlanan, eski adıyla Klozomenai, günümüzde ise Karantina Adası olarak bilinen tahaffuzhane, adeta yıllara meydan okumaktadır. Dünyada tescilli olarak sadece 3 tane Karantina Adası bulunur. Bunlar; Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan Elisa Adası, Hırvatistan Dubrovnik'te bulunan ada ve ülkemizde bulunan Karantina Adasıdır. Osmanlı Devleti, sağlık ve temizliğe çok önem veren dünyanın sayılı medeniyetlerinden birisidir. Osmanlı Devleti'nin 1865'te Karantina Adasına yaptırdığı Tahaffuzhane, Türklerin temizlik kültürüne verdiği önemi de kanıtlar niteliktedir. 1800'lü yılların başında dünyanın hemen hemen her tarafına musallat olan kolera, veba, tifo, çiçek, sarıhumma gibi hastalıkların önüne geçmek için 1823 yılında ilk karantina bölgeleri kurulmuştur. PEKİ, KARANTİNA SİSTEMİ NASIL İŞLİYORDU? İzmir Limanı'na gelecek olan gemilerde bulaşıcı bir hastalık varsa, pruva direğine sarı bayrak çekilir ve bu durum liman idaresine bildirilirdi. Daha sonra gemi Urla koyuna demirlerdi. Ticaret, yolcu, hac vb. amaçlarla gelen gemiler ada açıklarında demir atar ve küçük teknelerle karaya taşınırdı. Yolcular eşyalardan farklı bir yerden Tahaffuzhaneye girerek kayıt ve ön muayene olduktan sonra duşa gönderilirdi. Sadece peştamal ve takunya giyen yolcular özel duş odalarına alınır, burada sabunla ve özel dezenfektanlarla duş yaptırılırdı. Duştan çıkan insanlara dezenfekte edilmiş kıyafetleri geri verilir ve doktor muayenesine gönderilirdi. İnsanlar Tahaffuzhanenin içerisinde dezenfekte olurken aynı zamanda eşyaları da aynı komplekste bulunan Tephirhanede dezenfekte edilirdi. Eşyaların mikroplardan arındırılması sırasında kıyafetler 120 derecede buharla sterilize edildiği için ıslanmıyor ve yolcuların tekrar giymesine olanak veriyordu Hastalığı ağır olup da vefat eden misafirler için ise adanın arkasında özel bir mezarlık bulunmaktadır. O dönemlerde meydana gelen hastalıkların bulaşmasındaki en yaygın yol olarak fare, bit, pire vb. hayvanlar gösteriliyordu. Bu hayvanlar gemiler yoluyla kolayca ülkelere girebiliyor ve hastalık yayabiliyorlardı. Tahaffuzhane 1950 yılına kadar aktif kullanılmış, Kore gazileri ve Barış Harekatı askerlerinin de faydalandığı bilinmektedir. Tahaffuzhane, şanlı tarihimizde ülkemize üstün hizmetlerde bulunmuş ve her zaman yüz akı olmuştur. ADANIN TARİHİNE DÜŞÜLEN NOTLAR 1894: Yemen’den gelen askerler Urla Tahaffuzhanesi ’ne gönderilerek muayene edilip, karantina altına alındı. Bingazi’den Girit’e uğrayan Kayseri vapurunda karahumma hastalığı görüldüğü için yolcular karantinaya alındı. 1896: Petersburg’da kolera hastalığı görülmesi nedeniyle Finlandiya Körfezi’nden gelen gemiler Beyrut, Trablusgarp ve Urla’da karantinaya alındı. Koleranın yoğun olarak görüldüğü Felemenk ve Belçika limanlarından gelen gemiler, Beyrut, Trablusgarp ve Urla tahaffuzhanelerinde beş gün boyunca karantinada tutuldu. 1917: Urla Hastanesi doktoru iken Berlin’de cinayet işleyen ve Berlin Konsolosluğu’na sahte mühürlü mektup götürmesinden dolayı takibe alınan Naster Rod, şüpheli halinden dolayı sınır dışı edildi.   İngiliz Munro Butler Johnstone, Türkler adlı kitabında Osmanlı’da temizliğe verilen önem hakkında şöyle yazmıştır: “Osmanlı sadece yeryüzünün en kibar milleti değil, aynı zamanda en temizidir de. TAHAFFUZHANE’NİN DÜNYADAKİ DİĞER ÖRNEKLERİ AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE YER ALAN ELLIS ADASI Dünyanın en popüler iç adalarından biri olan Ellis Adası, Amerikan tarihinde sıra dışı bir yere sahiptir. Dünyanın en tarihi noktaları arasında yer alan Ellis Adası Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ile bağlarını koparıp bağımsızlığını kazanmasının ardından, çok ciddi bir kalkınma harekâtı başlatmıştır. Bunun üzerine beyaz Amerikalılar, yani Amerika kurulmadan önce Avrupa kıtasından Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Avrupalılar, Bunun üzerine göçmen alımı başlatan ABD, göçmenlerin ülkeye olan girişini Ellis Adası vasıtasıyla yürütmüştür. Başka bir ifadeyle, Ellis Adası bir göçmen kabul merkezi haline getirilmiştir. Avrupa’nın Almanya, İtalya, İrlanda, Birleşik Krallık, Danimarka, İsveç, Polonya, Portekiz, İspanya gibi önde gelen ülkelerinden ayrılmak isteyen ve yeni bir ülkede yeni bir yaşam sürme hevesinde olan ve genel olarak çok fakir olan bir kesim göçmen, gemilerle ı