×

kooksmin's video: Ontranel Jikook oneshot

@Ontranel °•°Jikook°•° —oneshot—
İPEĞİMİN DOĞUM GÜNÜNE ÖZEL💜 İYİ Kİ DOĞDUN MELEĞİM 💜 Jimin, üstünde ki ince pikeyi kenara çekti. Kendini 'deli' diye adlandıran, sanki kendileri çok normalmiş gibi onu önyargıyla , suç işlemiş edası ile bakan insanlardan uzakta, daha sakin bir yerde yaşıyordu. Bir ev değildi, bir ev kadar sıcak değildi. Ellerini, kapı koluna götürdü. Çoğu zaman kilitli olurdu, ancak yemek saati olduğu için görevliler kapıları açıyordu. Lanet, kendini bir şey sanan doktorlar onları daha çok delirtmek için, odayı bembeyaz yapıyordu. Beyaz olan oda ne iç açıcı, ne de bunaltıcıydı. Duygularınızı kaybettirmez, ama hiçbir duygu barındırmazdı. Ayaklarında ki beyaz, kumaş terlikle koridorda yürürken etrafına bakınıyordu. Altı aydır buradaydı, yemek ve tuvalet dışında hiçbir şekilde çıkmadığı odasından ilk defa farklı bir amaç için çıkmıştı. Sabah kahvaltı için aşağı inerken, tatlı bir miyavlama duymuştu. Küçük tatlı kediyle birlikte yemişti yemeğini. Buraya gelme nedeni, komşuların ihbarıydı. Sadece, geceleri bahçeye çıkıp hayvanlarla konuşuyor, ve de komşularından farklı davranıyordu. İhbarlar üzerine de buraya getirilmişti. Jimin akşam yemeğinden sonra avlu da ki, ağacın arkasında kediyle birlikte saklanmıştı. Baş hemşirenin tüm hastaları içeriye doğru götürüşünü izlerken, yakalanırsa o korkunç hemşirenin ona bağırmasından endişeliydi. "Kedicik, eğer yakalanırsak kaç tamam mı?" Sanki kedi ona anıt verecekmiş gibisinde, kafasını ona yaklaştırmış fısıltılı cümlesine yanıt beklemişti. Kedinin masum bakışlarına göz gezdirerek, kafasını aşağı-yukarı salladı. "Masum, masum bakıyorsun. Bu tamam demek, değil mi?" Gülümseyip, elinin altında ki kedinin başını okşadı. Gri kedinin, miyavlaması ile uzun zamandır kullanmadığı gülümseyen maskesini takmıştı. Kedi, Jimin'in kucağında daha çok yayıldı. Miyavlayarak uyku pozisyonuna geçip, Jimin'in rahat kucağında gözlerini kapattı ve minik kulaklarını düşürdü. Bir süre daha öyle durunca, Jimin üşümeye başladı. Akşam ayazından sonra sabahın ilk ışıklarınından gelen serinlik, incecik kumaşın altındaki hassas ten, kendine değen soğuğu yadırgamıştı. Baş hemşirenin ayak seslerini duyunca yerinde daha fazla bacaklarını kendine çekti. Baş hemşire bağıra bağıra, elindeki telefonla biriyle konuşuyor ve sigarasının zararlı, iğrenç dumanını havaya üflüyordu. Jimin, korku ile oturduğu ağaca telefondaki kişiye bağıra bağıra yaklaşan iri yarı kadına baktı. Kucağında ki kedi ile ayağa kalktığı gibi, canavar olarak adlandırdığı baş hemşirenin arkasından bağırışına rağmen koştu. "Seni bücür! Ne bok işliyorsun burda?!" Ardından da telefondaki kişiye bağırıyordu. "Sen kes sesini kaltak!" Jimin ikinci kata, kucağında kulağını dikleştirip şapşal gözlerle etrafa bakan kediyle birlikte kendini karşısına çıkan ilk odaya attı. Oradan da gözüne kestirdiği dolaba yürüdü. Dolabı açıp içine girdi, bir kapağı kapatıp etrafa bakındı. Aydınlanan havadan yararlanarak, diğer kapıyı hafif aralık bıraktı. Ardından kucağında kendisi gibi uykuya muhtaç olan kedi ile uykuya kendini bıraktı. Rüya âleminde, kendini normal yerine koyup onu yadırgayan insani varlıklardan uzak hayal etti. Bulutların üstünde, yanında uçan çeşit çeşit güzel kuşla, aşağıda ki yemyeşil doğa, masmavi deniz. Sanki, bencil hiç bir insanın dokunmadığı bir hayal âlemi. Jungkook endişe ile geldiği hastanede ki odasına kendini yorgunlukla attı. Bugün izinliydi. Ancak, sabahtan beri kayıp olan hastayı aramak için gelmişlerdi. Gecenin bir saatinde, tüm doktorlar hastayı aramıştı. En son, baş hemşirenin gördüğü hasta, elektrikler kesik olduğu için çalışmayan kameralar sayesinde bulunamıyordu. Jungkook, kafasını arkaya attığı sırada, odasında bir miyavlama sesi duymuştu. Kedi mi gitmişti? Ayağa kalkıp ışıkları açtı, etrafa bakındı. Tekrar miyavlama sesini duyunca, dolaba yöneldi. Jimin uyandığında, gördüğü kâbus ve odanın kapkaranlık oluşundan daha çok korkmuştu. Bayık bakışlı, olduğu odanın kapısı açılması ile, baş hemşirenin geldiğini düşünmüştü. Önceki dakikalara nazaran, daha çok korkuyor ve terliyordu. Zaten terliydi, bu gidişle hasta olacaktı. Kedi miyavlamaya başlayınca korkudan titremişti. Kediye susmasını söyleyince, inadına tekrar miyavlamıştı sanki. Kendine yakalaşan ayak seslerinin, yumuşak ve temkinli olduğunu fark edebildi. Baş hemşire her zaman fazla ses çıkarırdı. Bir insanın ayak adım seslerini ezbere bilmek garip karşılanan bir şeydi. Jungkook, karanlık olan odayı aydınlatan hafif ışık gölgesini dolaba düşürmüştü. Dolap kapağını açmak ve içinden çıkacak şeye bakmak için dizlerinin üstüne oturdu. Dolap kapağına elini attığı gibi, kaşla göz arasında kapağı açtı. Tiz bir çığlık sesi ile gözleri kahverengi saçları usulca anlına dökülmüş terden yapışmış, kahve gözleri dolmuş ve korkuyla açılmış, kucağında küçük bir kediyle kendisine bakan çocuğa bakakaldı. Jimin, anın verdiği heyecan ile gözünden akan yaşla, karşısında ki genç doktora doğru uzanıp boynuna kediden çektiği ellerini doladı. Devamı yorumda

16

9
kooksmin
Subscribers
1.2K
Total Post
178
Total Views
46.6K
Avg. Views
0.9K
View Profile
This video was published on 2020-06-09 02:49:58 GMT by @kooksmin on Youtube. kooksmin has total 1.2K subscribers on Youtube and has a total of 178 video.This video has received 16 Likes which are lower than the average likes that kooksmin gets . @kooksmin receives an average views of 0.9K per video on Youtube.This video has received 9 comments which are lower than the average comments that kooksmin gets . Overall the views for this video was lower than the average for the profile.

Other post by @kooksmin