İnce İşler's video: HERKES BANA A IK Erotomani

Ben Özgür Uysal. Herkes bana aşık mı? Herkesi kendine aşık sanma. Herkes kendisine aşık sanan kadın ve erkek aslında nedir? Nasıl başa çıkılır. Herkesi kendine aşık sanma hastalığı tedavi edilebilir mi? Herkes bana aşık diyen biri aslında ne demek istiyor? Erotomani nedir? Erotoman semptomları nelerdir? Tedavisi nedir? Herkesi kendine aşık eden büyüler, kimsenin aşık olabileceğine inanmayanlar, değersizlik yaşayanlar, sırf eğlence olsun diye burada olanlar... Burada öğrenmek, uyanmak, nedenleri araştırmak isteyen herkese göre bir içerik var. Bu işler şler şkiler Abone olmayı, beğenmeyi ve yorum yapmayı unutma. Destek olmak, klana katılmak ve ücretli üyeliğin avantajlarından faydalanmak için: https://www.youtube.com/channel/UClvX5ExrqktmEmWO4KCeIhg/join Özgür Uysal (Sunucu) https://www.instagram.com/benozguruysal/ http://ozguruysal.net/ İnce İşler TV - Sosyal Medya Hesapları Instagram: https://www.instagram.com/inceislerTV Facebook: https://www.facebook.com/inceislertv/ Herkesi kendine aşık sanmak: Erotomani Abi beni instadan ekledi kesin bana aşık Gördün mü bana nasıl selam verdi. Tabii ki benimle konuşmayacak abi çocuk bana sırılsıklam aşık ama çekiniyor. Onlar sevgili ama kız kesin bana aşık Sınıftaki herkes bana aşık Ofiste bana kahve ısmarladı o da bana aşık Herkes bana aşık Erotomani nedir? Erotomania birinin ya da herkesin size gizlice ya da alenen aşık olduğunu düşünme halidir. Aslında bir akıl sağlığı bozukluğu olarak değerlendirilir. Tabii her akıl sağlığı bozukluğunun seviyeleri var. İleri seviyede bu bozukluk paranoya olarak ortaya çıkıyor. Daha geri seviyelerde, beni instagramdan ekledi kesin bana aşık şeklinde de ortaya çıkabilir. Özetle herkesi kendine aşık zannetmek. Hipokrat’tan Freud’a kadar pek çok bilim insanının çalışmalarında rastlanıyor. “Clerambault Sendromu” olarak da bilinen erotomani, ilk olarak 17. Yüzyılda Jacques Ferrand tarafından yazılan “Maladie d’amour ou Mélancolie érotique” kitabında anlatıldı. 18. yüzyılın başlarında ise “karşılıksız aşkın ortaya çıkardığı rahatsızlık” olarak tanımlandı. Erotomaninin tanımı 20. yüzyılda “birinin kendisine aşık olduğunu sanma” olarak değişti. Günümüzde de bu şekilde anılan rahatsızlık, halk arasında “Eros hastalığı” olarak biliniyor. Adını aslen Yunan tanrısı Eros’tan alıyor. Alexander Morison’un 1826’da yayınladığı Outlines of Lectures on Mental Diseases kitabında yapılmış bir tanım bu. Alexander erotomaninin daha çok kadınlarda görüldüğünü de eklemiş ama bu erkeklerde olmadığı anlamına gelmiyor. Erotomanik kişiler, henüz tanımadıkları kişilerin bile kendilerine aşık olduğunu düşünebilir. Bazen ünlü biriyle aşk yaşadıklarına inanırlar. Şarkı sözlerini, röportajları, hatta film repliklerini bile kendilerine gönderilen gizli bir mesaj gibi değerlendirebilirler. Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler, kendilerine aşık olduklarını düşündükleri kişinin onlara açılamamasını “çekinme” olarak değerlendirir. Erotomanik kişi, aşığı ile arasında bir aşk ilişkisi olmadığını kabul etmez ve aralarında normal bir romantik ilişki varmış gibi davranır. Onu takip ve gözetim altında tutarak ya da aşk mektupları, hediyeler, telefon ve mesajlarla sürekli taciz edebilir. Hatta kendisi ile aşığının arasına girdiğine inandığı kişilere şiddet uygulayabilir. İstatistikler erotomaninin erkeklerden daha çok kadınlarda görüldüğünü ama erotomanik kadınlardan çok erkeklerin taciz, takip, tehdit gibi takıntılı ve sanrılı davranışlarından dolayı yasal yaptırımlara maruz kaldıklarını göstermektedir. Kadınlarda genellikle otuzlu yaşlarda, erkeklerde ise yirmili yaşlarda görülür. Önce anneyle sonra da baba ve kardeşlerle kurulan ilk sevgi ve yakınlık içeren ilişki. Bu ilişkiler travmatik olursa erotomani ortaya çıkabiliyor. Aşırı ilgi ya da aşırı ilgisizlik. Güvensiz bağlanma yaratabilecek travmalar. Kayıp, taciz, söz verip tutmama, sürekli uzakta olan ebeveynler... Erotikleştirilmiş aktarım: Kendisine aşık sandığı kişiyi baştan çıkarmaya, karşılık vermeye, aşık olduğunu ikna etmeye zorlamak. Sürekli flört ama sonra geri çekilme şeklinde görülür.